Gaziantep’inEyüboğlu Mahallesi Hanifioğlu sokakta yer alan, içinde bulunduğumuz asrın başındainşa edilen bina işadamı Hasan Süzer tarafından satın alınmış, restorasyonutamamlandıktan sonra “ Etnografya Müzesi” olarak kullanılmak üzere KültürBakanlığına bağışlanmış ve Gaziantep Müzesinde bulunan Etnografya seksiyonuburaya taşınarak konak müze tarzında düzenlenmiştir.
Bina ana kayaiçine oyulmuş mahzen üzerine üç kattan oluşmaktadır. İkisi ana yola diğeri arasokağa açılan üç girişi vardır. Ön cephedeki işlemeli büyük kapıdan‘Hayat’ adı verilen avluya,küçük kapıdan ise ‘Selamlık’ denilen bölümegeçilmektedir.
Hayat, ince birtaş işçiliğinin eseri olan renkli taşlarla kaplanmıştır. Hayatın güneybatıköşesinin üst katında oturma adası, alt katında ocaklık ve tuvaletin yer aldığıiki katlı müstakil bir bina daha vardır. Tamamen yerli kayaya oyulmuş mağaragörünümündeki bodrum katta pekmez ve zeytinyağı depolamaya yarayan küpler, erzakdepolamaya yarayan bölümler ve su kuyusu bulunmaktadır.
Zemin katta, ikioda, “ocaklık” adı verilen mutfak, evin hamamı ile mekanın ısınmasınısağlayan ocaklar ve iki taraftan birinci kata çıkan merdivenler bulunmaktadır.Sofanın bulunduğu birinci katta, taş işçiliği ve boyalı tezyinatı ile dikkatiçeken bir çeşme ve hayata bakan üç ayrı oda yer almaktadır.
İkinci katta yeralan odalardan ikisi ev sahibine ait harem bölümü olarak düzenlenmiştir. Üçüncükatta terasa geçişi sağlayan camekanlı bir oda ve “Güvercinlik” bulunmaktadır.Bu güvercinlik bölümünde günün yorgunluğunun giderildiği sakin bir köşecanlandırılmıştır.
Bina içerisindeayrı bir bölümde Antep savunmasında kullanılan silahlar, savaş araçları, belgeler,kahraman ve şehitlerin fotoğrafları sergilenmektedir. Müzede yer alan diğerbölümler günlük yaşamdaki fonksiyonlarına göre yörenin eşyaları iledonatılmış, mankenlerle teşhirle canlılık ve gerçekçilik verilerek geçmiş hayatgünümüzde bizlere sunulmaktadır.
Gaziantep Kalesi,Türkiye’de ayakta kalabilen kalelerin en güzel örneklerinden birisidir. Gerekihtişamı ve heybetiyle, gerekse bir sır gibi gizlediği tarihiyle şehir merkezindehemen herkesin dikkatini çekmektedir.
Kalenin ne zamanve kimler tarafından inşa edildiği hususunda kesin bir bilgi olmamakla beraber, ilkolarak Roma döneminde bir gözetleme kulesi olarak yapıldığı ve zaman içerisindegenişletildiği anlaşılmaktadır. Bugünkü biçimi ise Bizans İmparatoru Justinyanusdöneminde M.S V1. yüzyılda almıştır.
Kale daireplanlı olup, çevre uzunluğu 1200 metredir. Büyük taşlardan örülmüş duvarlar 12kule ve burçla desteklenmiştir. Kale çevresinde eni 30 metre, derinliği 10 metre olanbir hendek mevcuttu ve kaleye geçiş köprü ile sağlanmaktaydı. Kalenin kuzeyburçlarından bir tanesinin Roma eseri olduğu söylenmektedir. Batıdaki burçların iseMemlüklü döneminde yapıldıkları kitabeden anlaşılmaktadır. Yine kitabelerdenöğrenildiğine göre kale köprüsünün iki yanındaki iki kule de Kanuni SultanSüleyman döneminde yaptırılmıştır.
Kalenin üzerindecami, sarnıç ve yapı kalıntıları bulunmaktadır. Alt bölümlerde üst yapıyadestek sağlamak üzere büyük odalar, galeriler ve dehlizler, ana kütle altında isebir su kaynağı bulunmaktadır. Kalenin restorasyonu devam etmekte olup, onarımlarınsonuçlanmasından sonra çevre düzenlenmesi yapılarak , yakın bir tarihte Gaziantepturizmine kazandırılacaktır.
|